HABERTÜRK

Atatürk ve Galatasaray


15 Mayıs 2012

Türk futbolunda Büyük Atatürk’ün adına düzenlenen 1 büst ve 2 kupaya rastlanır.

Bunlardan ilki 1928, ikincisi 1955, üçüncüsü ise 1964 yıllarındadır. Çeşitli tarihlere rastlayan bu üç büyük ve anlamlı kupanın ortak bir yanı vardır.

O da her üçünün de Türk futbolunun iki ezeli rakibi Fenerbahçe ile Galatasaray’ın var oluşlarıdır.

1928 yılında, Büyük Atatürk tarafından 1925 yılında kurulmuş bulunan “Tayyare Cemiyeti” (bugünkü Türk Hava Kurumu), Atatürk’ün izniyle Fenerbahçe ile Galatasaray takımları arasında bir “Gazi Büstü” maçı tertipler.

Hasılatı “Tayyare Cemiyeti”ne ait olacak bu maçın galibine verilmek üzere ortaya bir de “Gazi Büstü” konulur.

10 Mayıs 1928 günü Taksim Stadı’nda yapılan ve Beşiktaşlı Şeref Bey’in yönettiği maçta taraflar zorlu bir mücadeleden sonra 3-3 berabere kalırlar.

Daha sonra yapılan maçı ise Galatasaray takımı kazanır. Bugün Galatasaray’ın binbir şan ve şerefle dolu müzesinin en değerli zafer anılarından biri olarak yer alan kupanın yanına, bugün yeni bir kupa daha eklendi.

Galatasaray ve Fenerbahçe takımlarının geçtiğimiz cumartesi gerçekleşen ve Galatasaray’ın 18. Kupa galibiyeti ile sonuçlanan derbi maçı adına içimden bugün her nedense başka şey yazmak gelmedi.

Spor ve Atatürk

Büyük Atatürk’ün ölümünü takip eden günlerde dünyanın en güçlü günlük spor gazetesi olan ve Fransa’da yayınlanan “L’Auto”da şu satırlar yer almaktadır: “Dünyada ilk defa beden eğitimini mecburi kılan devlet adamı o oldu. Yalnız kağıt üzerinde ve nutuklarda değil, bunu bilfiil yerine getirdi. Stadyumlar ve çeşitli spor merkezleri tesis ettirdi. Halk evlerinin spor kollarını bizzat mürakabe etti ve milletin mukadderatına hakim olduğu günden itibaren Türkiye’de spor, gittikçe artan bir önem ve değer kazandı...”

Atatürk, Türk sporunun ilk eğitmenlerinin yetiştirilmesi konusunda da titiz davranmış. Beden Eğitimi öğretmeni yetiştirecek okul tesis edilmeden önce Çapa Muallim Mektebi’nde bir kurs açılmış, bunun başına da Avrupa’da beden eğitimi öğrenimi yapmış bulunan Selim Sırrı Bey (Tarcan) getirilmişti.

Bu arada kadın beden eğitimi öğretmeni yetiştirmek üzere de İsveç’ten iki kadın öğretim üyesi getirtilmiş.

Ancak Atatürk bu eğitimleri yeterli görmediğinden, öğretmen adayları arasında dokuz aylık kursta başarı gösterenleri ihtisasta bulunmak üzere Avrupa’ya yollamış.

İşte, bugünün gençlerinin bilmedikleri belki de hiçbir zaman öğrenemeyecekleri Mustafa Kemal Atatürk’ün 85 yıl önce spora bakış açısı...

Ve sırf bu nedenle gençlere hediye ettiği 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nın 2012 yılında geldiği nokta.