Geçen hafta ani bir kararla hafta sonunu da içine alacak şekilde eşimle Frankfurt’ta uçtuk.
THY ile gerçekleştirdiğimiz seyehatimize günlük gazeteleri dağıtan hosteslere cevabını bildiğimiz ama sormaktan vazgeçmediğimiz soruyu sorarak başladık.
Ben; “ Sözcü hariç bütün gazeteler var. Sözcü gazetesi yok mu yoksa kalmadı mı?”
Hostes; “ Ne yazık ki yok hanımefendi...”
Ben; “Bu kadar yazılıp çizilmesine rağmen demek hala değişen bir şey olmamış”
Hostes; “Bir ara sadece bir adet yükleme yaptılar.Ama şimdi o da yok...”
Ben; “Nasıl yani...? Her gazeteden bir sürü elinizden varken ,koskoca yolcu uçağına sadece bir tane mi Sözcü gazetesi yüklediler.?
Hostes; “Sizden bir şey rica edebilir miyim ? Lütfen konuyu müşteri şikayeti olarak THY’na bildirir misiniz? Çünkü sizin gibi bir çok yolcumuz aynı soruları sormaktalar. Ve bu durumdan şikayetçiler. Aynı konuşmalardan ve tepkilerden sizler kadar bizler de rahatsız oluyoruz.”
GEZİ KOKTEYLERİ
İşte böylesine karamsar bir havada başlayan seyehatimiz Frankfurt’tun güneşli havası ile moral verici bir hale geldi. Her zaman kaldığımız otelin yıllardır değişmeyen ünlü barmeni Fatih Akerdem ‘in bizlere hazırlamış olduğu özel “hoşgeldiniz” kokteyleri ise seyehatimize ayrı bir renk kattı.
Çünkü gelir gelmez elime tutuşturduğu enfes lezzette ki ilk kokteylin adı Gezi Parkı imiş. (Gezi Parkı Rakı Kokteylin tarifi ; 5-6 yaprak fesleğen ,rakı,limon suyu ,şeker şurubu ,taze elma suyu .Karışımı mikser ile karıştırıp bol buzla servis yapıyorsunuz.)
Yemekten sonra ikram ettiği “Direniş, Biber Gazı ve Toma” kokteylerinin tariflerini de sizler için aldım almasına ama yerim yetersiz olduğundan bugün sizlere sadece Gezi Parkı’nın tarifini verebiliyorum. Herbirinin tarifleri isimleri ile o kadar doğru orantılı ki... Her yazı günümde fırsat buldukça tarifleri tek tek sizlerle paylaşacağım.
MUTASYON MU?
İki yıl aradan sonra geldiğim Franfurt ilk kez beni hayal kırıklığına uğrattı. Hayranı olduğum şehrin pisliğini sizlere anlatamam. O kadar ki gözümle görmesem inanmam mümkün değildi.
Defalarca gittiğim Franfurt sokaklarını bu kadar bakımsız , bu kadar pis hiç ama hiç görmemiştim..
Benim tanıdığım Alman milleti değil sokağa çöp atmak yolda ki en ufak kırıntıyı dahi anında yok eder..
Caddelere atılmış pet su şişelerine aldırmaksızın geçip gittiklerine göre son iki yılda Almanlar ciddi bir mutasyan geçirmişler.
Ekonomik kriz sonunda Almanya’da da etkisini göstermiş.
Hem de ciddi boyutlarda.
Başbakan Angela Merkel’in (özellikle son zamanlarda Suriye konusunda) kararsız ve uyumsuz tavırlarının nedenini anlamak için bu taraflara Almanya’dan bakmakta fayda varmış.