“ALA” moda dergisi islami moda dergilerinden biri. Çıkmaya başladığı günden beri de (nasıl kendim için Harper’s Bazaar, Marie Claire dergilerini alıyorsam) Ala dergisini de ara ara alıyor ve tesettürlü kadınlara ait moda dünyasının içine girmeye çalışıyorum.
MERAKLANDIM
Derginin internet sitesinden duyurduğu “Âlâ Fashion Party Tarihteki En Büyük Kızlar Partisi” haberini okuduğumda aslına bakarsanız ben de parti hakkında bayağı meraklanmıştım.
Fakat muhafazakar kesimden gelen tepkiler üzerine parti iptal edilmiş. Hatta partide yapılacağı öne sürülen “Tesettürlü Kapak Kızı Yarışması” yalanlanmış.
İstanbul Maslak Sheraton Otel’de düzenlenmesi planlanan partiye şarkıcı Burcu Güneş, dansöz Asena ve DJ Feryal Aslan katılacaktı.
Partinin tanıtım videosunda “Konser, Parti, Moda / Hepsi Kızlar Arasında Bu Parti Kaçmaz” denmiş ve partiye katılım ücreti 250 TL, 6 kişilik “VIP Lounge” koltuk ücreti de 3000 TL olarak belirtilmişti.
Fakat olmadı işte...
Benim de merakla beklediğim hatta bilet alıp gitmeyi planladığım parti muhafazakarlar tarafından engellendi.
İyi de bu dergiyi çıkaranlar, dergi için poz verenler, röportajları yayınlananlar muhafazakar değiller miydi?
Başlarını son model eşarplarla türlü türlü modellerle bağlayan, pür makyaj gezen bu genç kızlar, kadınlar muhafazakar değiller mi?
Bizim baş örtüsü dediğimiz ve boyun altında bir düğümle bağladığımız bez parçası... Ve onların o bez parçası ile ne yapacaklarını bilemez hale gelip, türlü türlü modellerle kafalarını sarıp sarmalama şekilleri değil midir yıllardır Türkiye’yi karıştıran olay?
BAŞÖRTÜSÜ-TÜRBAN
Bakın İhsan Eliaçık ve Zekeriya Beyaz gibi ilahiyatçılar bile derginin bu etkinliğine isyan etmişler ve ne demişler:
“Başınızda taşıdığımız bez parçası değil Nur Sûresi 31. âyetidir. Başörtüsünü, tesettürü dini bir olgu olmaktan soyutlayıp modanın paspası haline getiren dergi. Yamalı kıyafetler giyen bir peygamberin ümmeti siz olamazsınız”
İşte zaten bütün mesele de bu değil mi? Türkiye’yi, toplumu geren mesele...
Başörtüsü mü yoksa türban mı meselesi?
Kim muhafazakar kim değil meselesi...?