İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi uzun süredir meslek örgütlerinin beklentisi olan "sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesine" ilişkin düzenlemeyi, sağlık alanında birçok yasada değişiklik öngören ve kamuoyunda "torba" olarak tanımlanan 44 maddelik yasa teklifinin içine koydu.
Teklif, sağlık çalışanlarına karşı şiddeti önlemeye yönelik düzenlemenin yanı sıra; sigara yasağının kapsamının genişletilmesinden, doku ve organ nakline yeni standartlar getirilmesine ve taşıyıcı anneliğin yasaklanmasına kadar birçok farklı alanda yeni düzenlemeler öngörüyor.
Tartışmalı hükümler neler?
Teklifin tartışmalı maddeleri "sağlıkta şiddeti önleme" gerekçesiyle getirildi. Özellikle, sağlık çalışanlarının özlük haklarına yönelik düzenlemelere ve meslek odalarının bazı yetkilerinin elinden alınmasına tepki var.
Teklif ile "terör örgütleriyle bağlantılı" olduğu gerekçesiyle olağanüstü hal döneminde "kamudan ihraç" edilen hekimler ile diş hekimlerinin özel sektörde çalışmaları sınırlandırılıyor.
Kamudan ihraç edilen hekimlerin sadece Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile sözleşmesi olmayan yerlerde çalışabileceği hükme bağlanıyor. Teklif yasalaşırsa bu hekimler, yalnızca muayenehanelere veya sınırlı sayıda olan SGK ile sözleşme yapmayan hastanelerde çalışabilcek.
Bir başka tartışmalı hüküm ise güvenlik soruşturmalarının olumsuz gelmesi nedeniyle zorunlu hizmetini yapamayan ve dolayısıyla "atanamayan" doktorların, zorunlu hizmet süreleri boyunca hiçbir yerde çalışamamaları. Bu süre bittiğinde de yine SGK ile anlaşması olmayan kurumlar ile muayenehanelerde çalışmaları.
Ancak mesleğe yeni başlayan bir hekimin muayene açmasının da, bir hastanede çalışmasının da zor olduğuna dikkat çekiliyor.
Şiddeti önleme maddesi ne getiriyor?
Yasa teklifinde sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlarla ilgili soruşturma prosedüründe kısmi iyileştirme yapılırken, cezalarda artış öngörülmüyor.
Teklife göre sağlık kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri nedeniyle kasten işlenen suçlardan şüpheli olanlar, kolluk görevlilerince yakalandıktan sonra doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına sevkedilecek. Bu suçların soruşturmasında kolluk tarafından müşteki, mağdur veya tanık sağlık personelinin ifadeleri işyerlerinde alınacak.
Hangi yetkiler kaldırılıyor?
Teklif ile Suriye'ye yönelik Zeytin Dalı Harekâtı sırasında, "savaş karşıtı bildiri" açıkladıkları gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da sert sözlerle eleştirdiği ve ismindeki "Türk" ifadesinin kaldırılması da yine ikidar tarafından tartışmaya açılan Türk Tabipler Birliği (TTB), Diş Hekimleri Birliği (DHB) ve Türk Eczacılar Birliği'nin (TEB) bazı yetkileri de bu kuruluşlardan alınıyor.
Buna göre, birden fazla kurumda çalışacak hekimin veya diş hekiminin TTB'den ve DHB'nden izin alma zorunluluğu kaldırılıyor.
Aynı şekilde piyasada bulunmayan ilaçların ithalinde, TEB'in yanı sıra Sağlık Bakanlığı'nın izin vereceği kurum ve kuruluşlar ile SGK'ya da yetki veriliyor.
TTB hangi hükümlere karşı, eylem planı ne?
Yasa teklifi ile yetkileri sınırlanan TTB'ye göre teklif, sağlık çalışanlarının özlük haklarına ilişkin birçok olumsuzluk içeriyor. TTB teklif ile ilgili olarak, "Sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesini engellemekten çok, iktidar tarafından hekimlere ve sağlık çalışanlarına yönelik bir saldırı" diyor.
TTB, yasa teklifinin TBMM'ye sunulmasının hemen ardından 2 Kasım'dan itibaren bütün illerde eylem kararı aldı.
Bu kapsamda, "Hekimler kandırmaca değil, haklarını istiyor" nöbetlerinin başlatılması planlanıyor.
TTB Başkanı Sinan Adıyaman, meslek örgütü olarak bir süredir sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla yasal düzenleme yapılması için tüm siyasi partilerin temsilcileriyle görüşmeler yürüttüklerine ve önerilerini de ilettiklerine dikkat çekti.
Adıyaman, iktidar kanadının teklife tepki gelmemesi için "sağlıkta şiddetin önlenmesi" temasını bilinçli olarak ön plana çıkardığı görüşünde. Düzenlemeye itirazlarını şöyle anlatıyor:
"Teklifin sağlıkta şiddetin önlenmesine ilişkin hükmü hiçbir yeni düzenleme ve caydırıcılık getirmiyor. Biz, en azından cezaların artırılmasını talep etmiştik. Ama teklif yeni hiçbir düzenleme getirmiyor. Saldırganın savcılığa çıkarılacağı gibi bir ifade var. Kanunlar zaten bunu emrediyor."
Adıyaman, yasa teklifinin hekimler aleyhine ağır düzenlemeler getirdiğine, birçok hekimin çok kızgın ve kırgın olduğuna dikkat çekiyor.
Şehir hastaneleri için mi?
TTB Başkanı Sinan Adıyaman, birliğin, birden çok kurumda ve şehirde çalışabileceğine ilişkin izin yetkisinin elinden alınmasına da tepkili. Üniversite hastanelerindeki doktorların, şehir hastanelerinde de çalışmasının önünün açıldığı görüşünde:
"Demokratik hiçbir yerde bu iş hükümetlerin değil, sağlık meslek örgütlerinin elindedir. Teklifte ayrıca, KHK ile kamudan ihraç edilmiş hiçbir yargılamadan geçirilmemiş, neyle suçlandığını bilmeyen hekim arkadaşlarla ilgili düzenleme var ki bunların sayıları 400 dolayındadır şimdilik. SGK anlaşmalı hiçbir yerde çalışamazlar deniyor. Bu ihraçlar herhangi bir yargılamada yapılmadan, suç isnat edilmeden yapıldı. Şu anda Türkiye'de özel sağlık kuruluşlarının yüzde 95'i zaten SGK ile anlaşmalı.
"Aslında burada hekimlerin iş bulmaları engelleniyor, mesleklerini yapmaları engelleniyor. Yine aynı şekilde atanamayan hekimler var, bunların güvenlik soruşturmaları olumsuz geldi diye, mesleklerini yapmaları engelleniyor. Mecburi hizmetleri süresince çalışamayacakları düzenleniyor. Bu düzenlemeleri son derece antidemokratik buluyoruz."
CHP ne diyor?
TBMM Sağlık Aile ve Sosyal Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nun kendisi de doktor olan CHP'li üyesi Ali Şeker, düzenlemenin "Sağlık çalışanlarına şiddetin önlenmesine" ilişkin "mobil karakol" hizmetinden başka hiçbir olumlu hüküm içermediğini söylüyor. Ali Şeker, "Aslında bu sağlıkçıya açlıkla şiddet uygulama yasasıdır" diyor.
Şeker bu iddiasını yasa teklifinde yer alan, güvenlik soruşturması olumsuz gelen hekimler ile kamudan ihraç edilen hekimlere neredeyse çalışma yasağı getiren hükümlere dayandırıyor:
"İktidar partisi 'FETÖ'cüleri cezalandırmak için getirdik' diyor ama aslında amaç muhalif kimliğiyle tanınanları çalıştırmamak. Güvenlik soruşturması olumsuz geldi diye, hiçbir yargı olmaksızın hekimleri açlığa mahkum ediyorlar. Bu hem Anayasa'ya, hem de insan haklarına tamamen aykırı bir düzenleme.
"Bu teklifi 'sağlıkta şiddet yasası' diye lanse ediyorlar ama mobil karakol uygulaması dışında caydırıcılığa ilişkin hiçbir hüküm yok. Kasten suç işlendiğinde bu işlem zaten yapılıyor. Biz verdiğimiz teklifte sağlık çalışanlarına yönelik yaralama halinde cezaların yüzde 50 artırılması, müebbete çarptırılması, saldırganların suçlarının paza cezasına çevrilmemesi gibi bir dizi düzenleme önermiştik. "
Yaptırımlar artırılabilir mi?
TBMM Sağlık Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı ve AKP Ordu Millevtekili Şenel Yediyıldız ise muhalefetten ve meslek odalarından gelen "sağlıkta şiddeti önleme konusundaki yaptırımlar yetersiz" eleştirilerine karşı, komisyon olarak cezai yaptırım konusunda bir yetkileri olmadığı, bu konuda teklifin daha sonra görülüşeceği TBMM Adalet Komisyonu'nda muhalefetin de görüşü alınarak düzenleme yapılabileceği mesajı verdi.
Yediyıldız, Adalet Komisyonu'nda bu konuda bir hazırlık yapıldığı bilgisini verirken, muhalefetin de görüşleri alınarak yaptırımlar konusunda bir uzlaşmaya varılabileceğini belirtiyor.
AKP eleştirilere ne yanıt veriyor?
Şenel Yediyıldız, kamudan ihraç edilen hekimler ile güvenlik soruşturması olumsuz çıkan hekimlerin çalışmalarına sınırlama getirilmesine ilişkin hükümler ile ilgili olarak ise 15 Temmuz darbe girişimini anımsatıyor.
Yediyıldız, hiçbir yargı kararı olmadan, kamudan ihraç edilenlerle ilgili düzenleme zorunluluğu ile ilgili olarak ise "Bir çayırı biçerken iyi otları da kötü otları da birlikte biçiyorsunuz. Neticede bu bir çayır. Bunu ayıklamak bizim görevimiz değil, bunu ayıklayacak komisyonlar (OHAL Komisyonu gibi) var. Onlar çalışıyorlar" diyor.
15 Temmuz'da Türkiye'nin büyük bir kaos yaşadığını ve bundan çıktığını ancak hala tehditlerin sürdüğünü kaydeden Yediyıldız, "Devlet kendini korumakla mükellef" diyor ve ekliyor:
"Burada da böyle bir koruma refleksi oluşmuş. Bizim hekimleri çalıştırmamak gibi bir lüksümüz yok ki, bizim hekime ihtiyacımız var. Hastanelerin birçoğunda hekim açığımız var. Ama maalesef 15 Temmuz girişimi devleti, bu girişimi yapanlara karşı kendini koruma ve kollama refleksine itmiştir. Bundan dolayı da böyle bir yasa gündeme gelmiştir."
Teklifte başka neler var?
Yasa teklifi ile getirilen diğer önemli düzenlemeler şöyle:
- Sigara yasağı genişliyor: Sinema salonlarında, internet ortamında ve sosyal medyada tütün ürünlerinin reklamı yapılamayacak. Sigara ve tütün ürünlerinin satışı müşterilerin göremeyeceği kapalı dolaplarda yapılacak, sigaralar tek tip pakete girecek. Sigaranın sağlığa zararlı olduğuna ilişkin yazı ve resimler büyüyecek.
- İzinsiz reklama ceza: Sağlık Bakanlığından izin almadan sağlık beyanı ile televizyon kanallarında ürün veya ilaç satışı yapmak isteyenlere 300 bin liraya kadar para cezası verilecek.
- Taşıyıcı annelik yasak: Tüp bebek masraflarının genel sağlık sigortasından karşılanma yaşı 39'dan 40'a çıkarılırken, tüp bebek yönteminin yalnızca "evlilere" uygulanması öngörülüyor. Taşıyıcı annelik yasaklanırken, sperm bankasından çocuk sahibi olunamayacağı da yasal zorunluluk haline getiriliyor.
- Organ nakline aile koşulu: Organ nakli konusunda ise akrabalık koşulu getiriliyor ve en az 2 yıldan beri evli olduğu eşi ile 4. dereceye kadar akraba ve hısımlardan organ nakline izin veriliyor. Ayrıca Ulusal Organ Nakli Etik Kurulu oluşturulması öngörülüyor.
- Cumurbaşkanına yetki: Şehir hastanelerine yönelik garantilerin ve vergi muafiyetinin kapsamı genişletiliyor. Hükümet sisteminin değişmesine bağlı olarak, sağlık çalışanlarına tahsis edilen döner sermaye miktarının her yıl cumhurbaşkanı tarafından artırılması öngörülüyor.
Ne zaman yasalaşacak?
AKP; TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda görüşmelerine başlanan yasa teklifini gelecek hafta TBMM Genel Kurulu'na getirerek, yasalaştırmayı planlıyor.