HABERTÜRK

ABD’nin tuhaf seçim sistemi


09 Kasım 2012

Amerika’da kıyasıya geçen Obama ve Romney arasındaki seçimler esnasında, çoğunluk kimin başkan seçileceğini tartışırken, ben tuhaf Amerikan seçim sistemine takıldım. Seçim sistemleri bizden farklı... Öncelikle seçimlerde kimin başkan olacağı seçilmiyor. Başkanı seçecek olan parlamento üyelerinin bulunduğu aday listeleri seçime açılıyor.

Eyaletlerde eyaletin kazananı kimse oradaki bütün aday sayısını almış oluyor. Bazı eyaletlerin aday sayısı diğer eyaletlere göre daha fazla. Örneğin Florida eyaletinden seçilecek aday sayısı ile Wyoming arasındaki aday sayısında fark var. Yani, Florida eyaletinden çıkacak adayların sayısı daha fazla. Sonrasında da seçilen adaylar başkanın kim olacağını belirliyorlar. İşin içine eyaletlerde girince akıllar iyice karışıyor değil mi? İşte, Başbakan Erdoğan’ın yanıp tutuştuğu, hayran olduğu Başkanlık sistemi oralarda böyle yürüyor.

ABD’de yürütme organı Başkan, yasama organı ise iki meclisli Kongredir. (Temsilciler Meclisi ve Senato) Başkan Kongreyi feshedemediği gibi Kongre de başkanı istifaya zorlayamaz. Başkan 4 yıllık bir süre için başkan yardımcısı ile birlikte seçilir... Başkan sadece iki devre (4+4) seçilebilir.

Başkanın Yetkileri, (Duverger’in deyimiyle “seçilmiş kralın“) Başkan’ın geniş yetkileri vardır:
“Hükümet üyelerini atar. Senoto bu üyeleri onaylar. Bakanlar Kongreye karşı sorumlu değildir. Sadece başkana karşı sorumludur. Başkan istediği bakanı azledebilir.
Hükümet toplantılarında son ve kesin söz Başkana aittir. (Lincoln’nün dediği gibi: Yedi hayır, bir evet, evetler kazandı ) Başkan kendi politikalarını uygulayacak kadroları bürokratik kademelere atayabilir. Yüksek dereceli memurların atamalarında senatonun onayı aranır, ancak Senato genellikle bu atamaları onaylar. Başkan anayasaya göre silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Silahlı kuvvetlerin nasıl nerede nezaman hangi biçimde kullanılacağına karar verir. En küçük rütbeli subaydan en yüksek rütbelisine kadar hepsini başkan atayabilir.

Yüksek Mahkeme Yargıçları Başkan tarafından atanır, senato tarafından onaylanması gerekir.
Dış politikada Başkan önemli kararları bizzat kendisi alır. Senatonun onayıyla büyükelçileri atama yetkisine sahiptir.
Başkan, Federal yasalara karşı gelmekten hüküm giymiş olanları şartlı olarak veya tamamen affetme yetkisine sahiptir. Ben bütün bu detayları tek tek okuyup sizlerle paylaşmak üzere notlar alırken, Duverger’in deyimiyle ABD’nin “seçilmiş kralı“ yine Obama oldu.

Eh, hal bu iken kim istemez Türkiye’de kral olmayı? Hem de seçimle...