Tartışılan eğitim sistemi ile ilgili verilen teklifte ilköğretime başlama yaşı bilindiği üzere 6’dan 5’e çekildi. Düzenleme teklifte şöyle yer alıyor: “Mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ, çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın Eylül ayı sonunda başlar, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter.” Okul yaşının aşağı çekilmesi ve konu hakkındaki tartışmalar ister istemez beni geçmişe götürdü. Oğlumun ilkokul çağına geldiği dönemde yaşı ile ilgili aile olarak benzer bir tartışmayı bizzat yaşamıştık. 1997 yılında 1991 doğumlu olup 6 yaşını doldurmuş olan çocukların ilköğretime başlamaları gerekiyordu. Oğlum ise 7 Ekim 1991 doğumlu olduğundan ailece tereddüde düşmüştük. Devam ettiği kreşin pedagoguna ve ilköğretim müdürü tanıdığımıza konuyu danıştığımızda o dönemde aldığımız yanıt, aynen şöyle olmuştu: “Kesinlikle okula yazdırmayın. Büyümekte olan çocuklar arasında 2 ay bile gelişimlerinde çok büyük farklılıklar ortaya koyabilir. Bir çocuğun el kaslarını kullanabilmesi, kalemi tam anlamıyla tutabilmesi, anlatılanları kavrayıp uygulayabilmesi ancak 6 yaşından itibaren mümkündür. Bırakın Kerem 1 yıl daha çocukluğunu yaşasın ve 1992 doğumlularla ilkokula başlasın.”
Uzun süren tartışmalar, araştırmalar, danışmalarımız sonucunda da oğlum ilkokula 1992 doğumlularla bir yıl sonra başladı. Almış olduğumuz bu kararımızı sonraki yıllarda defalarca süzgeçten geçirdim. Doğru bir karar vermiştik. Çocuğumuz çocukluğunu bir yıl daha yaşadı. Şimdi şunu sormak istiyorum; 5 yaşındaki oyun çocuklarını saatlerce sıralarda oturtmak, enerjisini boşaltmasına engel olmak, konsantre olmaya zorlamak, kalem tutmaya zorlamak ne kadar doğru? Okula başlama, 5 yaş çocuğu için önemli bir basamaktır. Yuva deneyimi olmayan çocuklar anasınıfına bile kolay kolay uyum sağlayamazlarken, alınan bu kararlar uygulamaya konulursa okul sıralarında nasıl oturacaklar? Son olarak da şunu sorayım; Çocuk çocukluğunu ne zaman yaşayacak?