Her 23 Nisan’da Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı birlikte, büyük bir sevinç içinde kutlarız. Dün de Başbakan Meclis’te öğrencileri ağırladı. Koltuğunu bir süreliğine Mersin’den öğrenci bir kızımıza bıraktı. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasını izlerken hüzünlendim. Ecdadımızdan ve Mehmet Akif Ersoy’dan bahsetti. Öğrenci kızımız da Mustafa Kemal Atatürk’ün adını ağzına almadı. Üzüntümden olsa gerek geçmişe, kendi zamanımın 23 Nisan törenlerine gittim.
23 Nisan sabahı tören kıyafetlerimizi giyer, Anıt Kabir’de okulumuz adına ayrılan bölümde sıraya girerdik. Atatürk’ün biz çocuklara armağan ettiği bu günün anlam ve önemini anlatan konuşmaları dinler, ardından da Karşıyaka Spor Klübü’ne kadar devam eden yürüyüşümüz başlardı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı marşlar eşliğinde bütün İzmir halkı tarafından coşkuyla kutlanırdı. Karşıyaka sahili tıpkı dün olduğu gibi kıpkırmızı Türk bayrağımızla kaplanır yüreğimiz gurur ve sevinçle dolardı. Benim zamanımın çocukluğu böyle geçti.
Bizlere okutulan ders kitaplarında şöyle yazardı; Mustafa Kemal Paşa egemenliğin ulusta olduğuna inanıyordu. Bu inançla “Ulusu yine ulusun gücü kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da ulusal egemenliktir” diyordu. Yurdun dört bir yanından seçilip gelen temsilciler – milletvekilleri – Ankara’da 23 Nisan 1920 günü toplandılar. O yıllar ülkemiz yokluk yoksulluk içindeydi. Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızla ilgili bütün kararlar bu mecliste alındı. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde ulusumuz dünyaya Ulusal Kurtuluş Savaşı dersi verdi. Ezilen uluslara kurtuluş yolunu açtı. Bağımsızlık savaşının öncüsü olan kurtuluş savaşımız yeryüzünün öteki uluslarına örnek oldu.
23 Nisan 1920 ilk Büyük Millet Meclisi’mizin toplandığı gündür. 23 Nisan, ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gündür. 23 Nisan dünyada kutlanan ilk çocuk bayramıdır.
Peki bugün yani 2013 yılında ne değişti ? Neden de kimse dün Meclis çatısı altında Mustafa Kemal Paşa’nın bütün dünyaya verdiği dersten ve onun bağımsızlık savaşımızın öncüsü olduğundan bahsetmedi? Yeri ve zamanı değil miydi yoksa ?