HABERTÜRK

2050 yılında Türkiye


16 Şubat 2017

33 yıl sonrasını yani 2050 yılını benim görebilmem bir hayli zor. Ama oğlum 2050 yılında Allah ömür verirse 59 yaşında olacak.

Kendi kendime kaldığım bazı zamanlarda ‘keşke 2000’li yıllarda dünyaya gelmiş olsaydım da nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağımı görebilseydim’ şeklinde düşüncelere kapıldığım çok olmuştur.

Geçtiğimiz günlerde göz doktorumun tavsiyesi ile alıp okuduğum 2050 isimli kitap oldukça ilgimi çekti.

Yazarı, birçok dünya liderinin randevu alarak görüştüğü Amerika’daki en prestijli üniversitelerde çalışmış bir isim: Prof. David Passig...

Aynı zamanda İsrail’den başlayarak birçok ülkede bugüne kadar en çok satan kitaplardan biri olan “İsrail’in Geleceği” adlı kitabın da yazarı...

Prof. Passig, “2050 Ortadoğu’nun geleceği” adlı çalışmasında bakın neler diyor;

Türkiye, 2020-2030’ların jeopolitik ivmesini kullanarak nüfuzunu ve birliklerini Kafkaslar’dan daha kuzeye, Ukrayna ve Volga Nehri vadilerine yaymaya çalışacak. Aynı zamanda doğuya doğru da uzanacak. Burada bulunan Kazakistan ve Afganistan gibi Müslüman devletler, bu nüfuzu saygı ve takdirle karşılayacaklar. Türkiye’nin Müslüman dünyasını istikrara kavuşturması başta ABD’nin hoşuna gidecek.

Türkiye, İran’ı her yönden tecrit edince, ABD daha da memnun olacak. Türk birlikleri, Irak, Suriye ve Mısır’a kadar yayılacak. Arap ülkelerinin desteği ve direnci düşerken, ABD önceleri memnun olacak ama Çin bu gelişmelerden rahatsız olmaya başlayacak. Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi Orta Asya’ya ve buradan geçen enerji yollarına hâkim olmayı düşündüğünden şüphelenecek ve Türkiye’nin durdurulmasını isteyecek.

HAD SAFHADA OLACAK

Türkiye çoktan Avrasya’nın tamamında güç ve etki kazanmış olacak ve 2040’lı yıllarda ABD’de Türkiye’nin değiştiğini anlayarak kendi küresel hegemonyasını tehlikeye atmamak için Türkiye’yi Çin desteğiyle sindirme harekâtına girişecek.

Amerika-Çin ile Türkiye-Japonya ile birleşirken, Türkler yeniden istilacı görülecek. Türkiye, Amerikalılar’ın hareketlerini kısıtlamak için Süveyş Kanalı’nı alırken, Mısır’a girmesi de meşru hale gelecek.

2050’ye doğru girilirken ABD ile Türkiye gerginliği had safhada olacak. Türkiye 2050 yılına kadar ekonomik nüfuzu, kara ve deniz askeri gücüyle Arap Yarımadası’nı tamamen kuşatmış olacak.

Türk askeri gücü Arap ülkelerindeki isyanları bastırırken, Batı bundan memnun ve tedirgin olacak. Japon donanması ile işbirliğine giden Türk donanması, Basra Körfezi’nden Güneydoğu Pasifik’e kadar tüm ticaret yollarını kontrol edecek. Amerika durumun farkına vardığında ortaya çıkacak mücadele 21. yüzyılın ikinci yarısını şekillendirecek...

Sevgili okurlar, yukarı da yazılanları Prof. Passig’in kitabından alıntı yaptım. Kitabı okudukça, gençlerimiz adına içim rahatlarken, diğer taraftan yaşadığım sürece yani 2050 yılına kadar ülkemde kendi adıma rahat yüzü göremeyeceğimi anladım. O nedenle Türkiye’de işsizlik artmış, ekonomi çökmüş, referandum olmuş vs.vs... Hiçbirine fazla kafa yormamaya karar verdim. Senaryo zaten yazılmış. Bizler ise figüranlar olarak rollerimizi oynayıp bu dünyadan göçüp gideceğiz.