HABERTÜRK

2015 yılı nasıl anılacak?


20 Ocak 2016

 

2015 yılı geriye doğru bakıldığında büyük ihtimalle tipik olmayan bir yıl olarak anılacak. Bunun nedenlerini Türk milleti olarak hep birlikte gün be gün yaşadık.

İlk olarak, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa aynı yıl içinde iki milletvekili genel seçimi yapıldı. Bu iki seçime, 2014 yılı Ağustos ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri de eklenirse, ülkemizin neredeyse iki yıla varan bir süre boyunca seçim atmosferinden çıkmadığı anlaşılır.

(Bu süre zarfında Suriyeliler kadar Türk halkı ile pek ilgilenilmediği ise ayrı bir gerçek. Nasıl geçindiği,ne yediği içtiği pek önemsenmedi.)

İkinci olarak, Türkiye’nin ilk defa Cumhurbaşkanını seçimle belirlemesi ,”Halk oylamasının belirlediği cumhurbaşkanının yetkileri ne olmalıdır?” , “Sadece seçim yönteminin değişmesi görevin ve dolayısıyla rejimin yeniden tanımlanmasını gerektirir mi?” şeklindeki bugün halen daha tartışılmakta olan soruları da beraberinde getirdi.

Üçüncü olarak, artık siyaset yoluyla çözülebileceği zannedilen Kürt sorunu, yeniden bir terör ve asayiş sorununa dönüştü.

Çatışma ortamı 2016 yılına girdiğimiz şu günlerde bile sürmeye devam ediyor.

Ve nasıl sonlanacağı ise ne yazık ki meçhul.

Dördüncü olarak, Türk hükümeti, uygulamalarında hukuk ilkerini yeterince gözetmediği, basın özgürlüğü konusunda yeterince titiz davranmadığı hususlarında ülke içinde ve dışında çeşitli eleştirilere maruz kaldı ve kalmaya da devam ediyor.

1980-1983 askeri yönetimi ülkeye istikrarlı hükümet kurulumu sağlayabilmek adına başta seçim barajları olmak üzere bir dizi tedbir getirmişti. Parlamentoyu da makul bir sürede hükümet kurmaya teşvik etmek, bunu başaramaması durumunda ise kilitlenmeyi açmak için cumhurbaşkanına parlamentoyu dağıtarak ülkeyi seçime götürme yetkisi vermişti. Bu yetki ilk kez 2 Haziran 2015 seçimleri sonrası kullanıldı.

Peki ,Cumhurbaşkanlığı makamına verilen seçim yenileme yetkisinin Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ilk defa olarak bu süreçte kullanılmasının nedeni neydi?

Sanırım bu sorunun cevabını da 2016 yılı içerisinde hep birlikte yaşayarak öğreneğiz...

Anlayacağınız son iki yıldır seçimler nedeniyle çektiğimiz gerilimlerin bittiğini zannedenler oldukça yanılıyorlar. Durun henüz Ocak ayında, yani daha canım cicim günlerindeyiz...