Sevgili okurlar, AK Parti hükümetinin 2014 yerel seçimlerinde tek hedefinin İzmir olduğunu ‘sağır sultan’ bile biliyor. Eğer 2014 yerel seçimlerinde CHP İzmir’i kalbinden tutacak bir ismi aday gösteremez ise, başarılı da olacaklar.
İzmir ve İzmirliler, AK Parti’nin ülke genelinde uyguladıkları yaptırımlara çok direndiler...
İzmir’e, Atatürk ilkelerine, laikliğe sahip çıktılar. Bugünlere gelene kadar ‘oy birliği’ yaptılar.
Fakat herhalde artık hal o ki son 10 yıldır Türkiye’nin neredeyse tamamının AK Parti’ye teslimiyet durumu İzmir’in de direnme gücünü sarstı .
Son zamanlarda sohbet ettiğim AK Parti ile hiçbir alakası olmayan İzmirli birçok iş adamını havlu atmış görmekteyim.
Şaşırdım mı...? Hayır
Çünkü ne derler bilirsiniz; Bükemediğin eli öpeceksin
(İşin ucunda yıllarca yargılanmadan hapis yatmak, birikimlerini kaybetmek, çoluk çocuğunun rızkını riske atmak, hayatını mahvetmek var ise, özellikle iş adamlarına o eli öpmekten başka çare kalmıyor.)
Fakat herkesin aksine, ben AK Parti’nin 2014 seçimlerinde sağ gösterip sol vuracağına inanıyorum.
2014 yılında Ulaştırma Bakanı İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağını sananlar büyük yanılgı içindeler.
Çünkü bana kalırsa AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı İzmirliler’in sevdiği bir isim olan Mahmut Özgener’den başkası değil.
Başbakan Erdoğan’ın gözde isimlerinden biri olan Özgener’e daha önce de Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için teklif gitmiş fakat o dönemde kendisi Futbol Federasyonu Başkanlığı’nı tercih etmişti. Geçtiğimiz günlerde EXPO 2020 İzmir Yürütme Komitesi Başkanı seçilen Mahmut Özgener’in AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için ayak sesleri, bana kalırsa bu seçimle duyurulmuş oldu.
Nedenine gelince... Özgener’in kutlama esnasında sarf ettiği cümleler öylesine bu tezimi doğrular nitelikte ki...
Özgener, “Benim görev aldığım ilk sivil toplum kuruluşu burası. Her zaman böyle bir kurumda yer almak benim için çok önemliydi. İlk günden bugüne kadar beni destekleyen, yanımda olan bu güzel birlikteliğe, sevgili başkanlarıma sonsuz teşekkür ediyorum. Bende çok emeklerinin olduğunu belirtmek istiyorum. Sağolun, var olun” derken bile sanki başka emeklerin de karşılığını vermeye hazırlandığının dip notunu düşüyor.
Ne diyelim, hayırlısı olsun...