Bir süredir başka işlere daldığımdan dolayı köşe yazılarıma yine ara vermek zorunda kaldım. Yazılarımı güncellememek için hep bir bahanem var değil mi? Aslında vakit bulmuyor değilim.Fakat bir konuya odaklandığım zaman hiçbir şekilde başka konular hakkında bilgisayar başına oturup yazma isteği duyamıyorum. Yazmak böyle bir şey. İçinizden gelmeli zorunluluk olmamalı. Son zamanlarda dikkatimi çeken birkaç haberi sizlerle paylaşmak ,yorumlamak ve sizin de düşüncelerinizi öğrenmek isterim.
YEŞİL ,GRİ ,KIRMIZI PASAPORTLAR
Yeşil ve gri pasaportlara Schengen bölgesi ülkelerden sınırlama yeni yılda başlıyormuş. Önceden hiçbir izin ve işleme tabi olmadan Avrupa ülkelerine gidebilen bu pasaport sahipleri, bundan böyle izin alıp kayıt olmak zorundalarmış
2020 yılından itibaren Avrupa ülkelerine gidebilmek için yeşil ve gri pasaport sahipleri önceden izin almak zorunda kalacaklar.
EuroEsia Global Visa Services'in yaptığı bildirime göre, Avrupa ülkelerine vizesiz seyahat etme özgürlüğüne sahip vatandaşlar için dün itibari ile alınan karar gereğince vizesiz seyahat etme kısıtlaması getirildi.
Bundan böyle, Avrupa seyahati için vizeden muaf tutulan kişiler de seyahatleri öncesinde ilgili ülkeye giriş izni almaları gerekecek.
18 yaş altı ve 70 yaş üzeri yolcular, ilgili harç bedelinden muaf tutulacaklarmış.Başvuru harç bedeli 7 euro.
Ancak her başvuru sahibi yolcunun sunmuş olduğu evraklar koşulsuz kabul edilmeyecek ve ön kontrolden geçecek. Herhangi bir göç durumu ya da güvenlik tehdidi unsuru ile karşılaşılması halinde başvurular geri çevrilip, Avrupa'ya giriş izni başvuruları reddedilebilecek.
Anlayacağınız dünya biz Türklere gittikçe daralmaya devam ediyor. Yıllardır vizesiz seyahat hayali kuran Türk vatandaşlarının 2020 yılı itibari ile ellerinden alınan haklara bakacak olursak bu hayal olmaktan bile çıktı. Herkes Mersin’e biz tersine. Verilen hakların geri alınması anlamına gelen bu uygulamaya bakalım bizim yetkili makamlar adamları haklı çıkaracak ne türlü bahaneler bulacaklar.
HEY…İNSANİ OLARAK GELİŞMİŞİZ!
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 2018 yılı verileri baz alınarak hazırlanan ve İnsani Gelişme Endeksi, Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi, Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi ile Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi'ni içeren 'İnsani Gelişme Raporu 2019' yayımlanmış. Bu raporu nasıl da dört gözle bekliyordum.
Ülkelerin resmi istatistik kurumlarından elde edilen veriler ışığında hazırlanan endekslerden İnsani Gelişme Endeksi, uzun ve sağlıklı yaşam, bilgiye erişim ile kabul edilebilir bir yaşam standardı gibi 3 temel boyutta ortalama insani gelişme düzeyinin uzun vadeli takibi sonucunda oluşturuluyor. Yani daha uzun ve sağlıklı yaşıyor, interneti hızlı ve çokça kullanıyor böylece yaşam standardı konusunda ilerlemiş sayılıyoruz.
Türkiye'nin 2018'deki İnsani Gelişme Endeksi değeri 0,806 olarak hesaplanmış. Bu değerle Türkiye, 189 ülke arasında 59'uncu olmuş ve ilk kez "çok yüksek insani gelişme" kategorisinde yer almış. Türkiye, bir önceki listede 64'üncü olmuş ve "yüksek insani gelişme" kategorisine girmişti.
Ne oldu sevinmediniz mi? Halbuki ne kadar önemli bir yükselme. Kadınlarımız katledilse de, ekonomimiz çökse de , işsizlik artsa da ,yoksulluk açlık sınırı diz boyu olsa da bilgiye öyle hızlı erişiyoruz ki u bizi insani gelişmede yukarılara sıçratıyor. Boşuna dememişler ‘kedinin başına ne gelirse meraktan gelir’ diye.
www.mansetturkiyem.com.tr