İnanın günlerdir takıldım kaldım bu cümlelere; “Giderlerse gitsinler. Biz de yeni mezunları koyarız. En düşük maaş 8 bin lira, en yüksek maaş 25 bin lira alıyor.”
Yeni mezun, eski mezun, uzman, tecrübeli, tecrübesiz doktorlar yurt dışına gidiyor. Henüz gitmeyenler gitmenin yollarını arıyor. Cumhurbaşkanımız kızgın;
–Giderlerseeee gitsinleeer. Biz de yerlerine yeni mezunları koyarız. En düşük maaş alan 8 bin lira alıyor. En yüksek 25 bin.
-Gidenler gelirler.
“Eğitim düzeyi arttıkça bize oy verenler azalıyor” gibi bir şey dememiş miydi iktidarın üst rütbelilerinden biri bir zamanlar. Tabi gidenlere bu durumda neden sevinmesinler ki hem de seçimler yaklaşırken?
***
Yoksulluk sınırının 10 bin lira olduğu ülkemde dün arabamın deposunu 1250 TL’ye doldurdum. Depoyu dolduran çalışandan utandım, düşüncelere dalıp nereye gideceğimi bile unutarak arabama bindim.
Bir depo benzin ortalama 1000 TL dersek . 8 bin lira dedikleri maaş bugün 8 depo benzin parası.
8 bin lira kazanmak için bir doktor bakın hayatından neler veriyor, hangi yıllarını feda ediyor;
18 sene ders çalışıp üniversite sınavında iyi puan alıp ilk 1000’e girmeye, ardından 4 sene gece gündüz çalışıp on binlerce Latince kelime ezberlemeye, ardından hastanelerde staja başlayıp 2 yıl çıraklık yapmaya, sonra atandığın hastanede hasta yakınlarından dayak yeme pahasına insanlara yardım etmeye çalışmaya siz doktorları zorlayan mı var ? Meslek aşkı olmadan para için hiç kimse yapmaz bunu…
Hiç okumayıp pazarda limon satsalar huzur içerisinde 8 bin lira kazanırlar.
Doktor arkadaşıma sordum; “ Sen de ülkeyi terk etmeyi düşünüyor musun?”
Ameliyattan yeni çıktığı halde yorgun argın sabırla bana cevap verdi;
600 bin lira orta sınıf otomobil fiyatı. 600 bin liram olsa kur korumalı faize koysam ayda 8 bin 500 alırdım. Bunca yıl dirsek çürüttüm orta halli bir otomobil parası etmiyorum. Ben ülkemi terk etmek ister miyim? Kolay mı başka bir kültürün içerisine gömülüp onlardanmış gibi yapmaya çalışmak?. Benim işim hayat kurtarmak. Politikaya malzeme olmak değil.”
Anadolu’nun bağrından kopup gelen, ne zor şartlarda okuduğunu bildiğim arkadaşımın cevabı içimi bir kez daha burktu. Ne suçu vardı gerçekten insan hayatı kurtarmak için 8 saat ayakta kalıp, tuvalete bile gitmeden ,yemeden içmeden çalışmanın dışında? O, mesleğinin hakkını ve takdir edilmeyi bekliyordu sadece, kürsüden ülkesinden kovulmayı değil.
Onun yerine hesabı ben yaptım. Gittiği yerden 8 bin Sterlin alacak. Orta halli bir yaşam. Çocuklarına iyi eğitim. İyi beslenme. 40 gün yaz tatili. Ve tüm harcamalar sonrasında cepte kalan 2 bin Sterlin. Yani bizim paramızla 40 bin TL’ye yakın. 5 doktor maaşı biriktirme parası. Niye gitsinler ki?
Bütün gün meclis koltuklarını işgal eden ,boş boş oturup sadece el kaldırıp indiren milletvekillerinin maaşı kadar para kalıyor ceplerinde 40 bin TL.
Ha bu arada milletvekillerinin ev kirası ,benzin parası gibi ödemeleri yok. Kılçıksız 40 bin TL. Neden onlara ‘giderseniz gidin’ diyen yok?