Yerel seçim yaklaşırken en çok merak edilen partilerin İstanbul adayları. AK Parti, İstanbul da dahil olmak üzere büyükşehirlerin adaylarını yarın açıklayacak. CHP'de ise adaylar henüz belli değil. Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul adayı olarak Muharrem İnce'yle birlikte Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da adı geçiyor. Hatta CHP Genel Merkezi'nin Ekrem İmamoğlu ismine daha yakın olduğu söyleniyor. Dün, Ekrem İmamoğlu'nun "İBB adaylığını istemiyorum, Beylikdüzü'nde kalmak istiyorum" yönünde bir açıklamasının olduğu kamuoyuna yansıdı. Peki Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu böyle bir açıklama yaptı mı? İBB adaylığını istiyor mu, CHP'nin adayı o mu olacak? Aday olduğu takdirde İstanbul için projeleri hazır mı? İşte tüm bu soruları Ekrem İmamoğlu'na sordum...
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak adınız geçiyor. Genel Merkez’in sizi istediği yönünde görüşler var. CHP’nin İstanbul adayı siz misiniz?
Öncelikle şunu söylemeliyim; Bu görev için düşünülmüş olmak onur verici. Aday olmaktan ziyade aday gösterilmek benim için çok değerli. Toplumsal ve büyük hedeflere yönelik "Ben adayım" demeyi hiç öngörmedim. Halk ya da gerekli kurullar sizi layık görür. Zira Genel Başkanımızın benimle ilgili olumlu ifadeleri bir belediye başkanının alacağı görevi esnasında kendi kurumunda alacağı en iyi ödüllerden biridir. Minnettarım. Ne mutlu bana ki görevini iyi yapan bir belediye başkanıyım. "Ben adayım" cümlesinden ziyade oraya layık görülmek, aday olmam istenmesi çok değerli. Bunu sorgulayacak kurullar var. Parti ahlakı gereği bunu kendi içinde tartışmalıyız. Üzerime düşen o hassas sorumluluğu göstermek istiyorum.
AK Parti’nin İstanbul adayı yarın açıklanacak ama büyük ihtimalle eğer aday olursanız karşınızda Binali Yıldırım olacak gibi görünüyor...
Hayat felsefemde bir göreve talipsem o görevin gereği ne yapmam gerektiğini anlatırım. Mevzu İstanbul ise İstanbul’un ihtiyaçlarını konuşurum. İstanbul’un geleceğini, toplumun beklentilerini, yapılmış yanlış işleri tespit eder, yapılacak doğru işleri tanımlarım. Rakibimi görmezden gelirim ve hiç ilgilenmem. Rakibi önemsememek anlamında değil, herkes değerlidir, herkes önemlidir. Fakat benim görev anlayışım böyle, rakibimi konuşmaktan ziyade yapacağım işleri konuşturmayı uygun buluyorum.
Dün, kamuoyuna sizin "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını istemiyorum" dediğiniz yönünde bir açıklama yansıdı. Aday olmayı istemiyor musunuz?
Kamuoyuna dönük ya da basına dönük benim böyle bir konuşmam olmadı. Kesinlikle bu tür konuşmaları zaten parti içinde kurullarda parti içi kararlarımızı konuşuruz. Kaldı ki daha önceki konuşmalarımda "Evet ben Beylikdüzü’nde bir dönem daha görev yapmayı öngörüyorum" demiştim. Ancak bugün gelinen siyasal ortamda, 2019’un önemi, İstanbul’un, Türkiye adına yerel seçimlerin ne ifade ettiğinin çok daha önemli olduğu günleri yaşıyoruz. Elbette bunu sorgulamamız, tekrar konuşmamız ve değerlendirmemiz gerekiyor. Bu anlamda dünkü basında çıkan değerlendirmelerle ilgili bir ifadem olmadı. "Reddettim" diye bir cümle kullanmadım.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı gösterilmek her ilçe belediye başkanının arzusudur herhalde…
İstanbul’un 39 ilçesi ve belediye başkanı var. 39 belediye başkanının da bence ajandasında İstanbul vardır. İstanbul’la ilgili hayaller de kurar projeler de geliştirir. Zaten İstanbul’un temeldeki en büyük sorunu, 39 ilçesiyle bağ kurmamak. 39 değerli belediye başkanı var. Her biri değerli, partisine bakmaksızın. Bu kimliklere saygı duyan, onlarla ortak masa kurabilen bir İstanbul yönetimi gerekli. Biz açıkçası bu kavramdan yoksun bir dönem geçirdik. Böyle bir çatı ve kavram diyaloğu yaşayamadık. Birçok başkan arkadaşımın aynı şikayeti var. Siyasi bir gözle bakılıyor. Belediye başkanı herkesle muhatap olmalı. İstanbul’u bütünlükçü düşünmek, dert etmek zaten sorumluluğum, vazifem. Tabii burada sorgulanması gereken doğru an mıdır, doğru zaman mıdır, elbet sorgulanması gerekli. Kamuoyu önünde sorgulamaktan ziyade kendi kurullarımız içinde sorgulayıp en doğru kararı vermek gerekiyor. İstanbul’un ciddi bir felsefe değişimine muhtaç olduğunu düşünüyorum. İstanbul 25 yıldır yönetiliyor ve yönetenlerin dahi şikayetlerini, ‘ihanet’ cümlelerini duyuyoruz. Biz bütün bu kavramları ortaya koyduğumuzda demek ki bu 25 yıldan memnuniyetsizlik var. O zaman bunun tersini çevirmek lazım, İstanbul’un rotasını başka bir yöne evirmek lazım. Ben olaya bu gözle bakıyorum. Ben Beylikdüzü Belediye Başkanıyım ama İstanbul’u her görev anında dert edinen ve sorumluluk duyan bir kişiyim.
CHP’nin İstanbul adayı ne zaman açıklanacak?
Sanki bu dönem daha erken davranılacak. 2014 seçiminde geride olduğumuz bir ilçedeydim. Ama sahada aktif adaylık konusunda 2 ay çalışabilmiştim. Bunun çok daha geniş bir zamana yayılması şart. Partimizde çok ciddi sayıda aday açıklandı. Sanki kasım sonu, aralığın ilk haftası gibi benim hissettiğim büyük oranda adaylıkları açıklamış oluruz İstanbul da dahil olmak üzere. Saha çok önemli, sahayı hissetmek, hissettirmek önemli. 2014 öncesinde en önemli avantajım, belki son iki ayda adaydım ama siyasi görevim gereği aslında Beylikdüzü’ne 5 yıl çalışmış biriydim. Beylikdüzü için birçok projem vardı. Bugün büyük oranda hayata geçirdim.
İstanbul projeleriniz hazır diyebilir miyiz?
Temel değer vizyon ve İstanbul’a bakış açısı. Önceliği ne İstanbul’un? İstanbul’da yeni bir yaşam diliyorum, yeni bir anlayış diliyorum. Buna muhtacız. İstanbul 10 bin yıllık tarihi olan bir kent. İstanbul’a hangi yöne ve nereye gittiği bilinmeksizin bir yönetim anlayışına dur denilmesi gerekiyor. Tabii ki hayal ettiklerim ve hazırladıklarım var. İstanbul ‘ben’ denecek kadar küçük değil, ‘biz’ denmeli. Tüm siyasi ihtiyaçları katarak yönetilmeli. İstanbul’a kalıcı, sağlıklı bir yön vermek zor değil.
İstanbul’u yönetmek adına iddialı olduğunuzu görüyorum…
Şunu iddia ediyorum; 39 ilçe başkanının ruhunda bu iddia vardır. 350 bin nüfuslu bir ilçeyi yönetiyorum. Hemen yakınımızda 900 bin nüfuslu Esenyurt var, 300 bin nüfuslu Büyükçekmece, 500 bin nüfuslu Avcılar var. Örneğin Esenyurt’a her yıl 60 bin insan göç ediyor. Böyle bir coğrafyadaysanız sadece Beylikdüzü’yle ilgileniyorum diyemezsiniz.
CHP’nin İstanbul şansını nasıl görüyorsunuz?
CHP olarak İstanbul’un o büyük değişime ve yeni bir hayata dönüşümüne bütün toplumun ihtiyaç duyduğunu düşünüyoruz. Tam da bu kavramlarla kazanacağına inanıyorum.
CHP’nin İstanbul’a 14 ilçe belediye başkanı var. İBB adaylığı için sizin isminiz niye öne çıktı? Sizin farkınız ne oldu?
Çok başarılı belediye başkanı arkadaşlarım var. Ama şunu da ifade edeyim. Beylikdüzü’nde mutlu bir kent hayatı var. 350 bin insanın mutlu olmayanı çok azdır. 4.5 yılda çok ciddi bir yaşam değişimi yarattık. Herkesin özgür bir yaşam sürdüğünü ifade edebilirim. Herkese eşit mesafede bir yönetim anlayışı ortaya koydum. Herkesin kalbini kazanmaya geldim demiştim. Bana göre Beylikdüzü’nde oyunu alamayacağım bir kişi bile yok. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Belki elinden oyunu vermez ama gönlünden oyunu verir. Hiçbir duvar örmedik, kişilere, kurumlara karşı. Ötekileştirmeden, yapacaklarımızı anlatan, yetkimizin yetmediği alanları ifade eden bir kent yaşamı sürdüm.